Murat Bey umursamaz,
sadece kendini düşünen, her şeyi para olarak gören biriydi. Kendisine ait bir
fabrikası vardı. Bu fabrikanın atıklarını o civardaki dereye akıtıyordu. Dere
kirli, kimyasal, zehirli, kötü kokulu, mide bulandırıcı bir hal almıştı.
Köylüler bu durumdan rahatsızdı. Çünkü tarlaları ürün vermiyor ve o derede
oynayan çocukları sürekli hasta oluyordu ama Murat Bey tüm bu şikâyetlere kulak
asmıyor ve onları dikkate almıyordu. Murat
Beyin on yaşındaki oğlu Emre her gün babasıyla fabrikaya gidiyordu. Büyük
şehirde yaşamanın zorluğunu en fazla o hissediyordu. Annesi: “Aman oğlum! Sana
bir şey olur. Üstün başın kirlenir.” Hep aynı sözlerle onun dışarı çıkmasını
engelliyordu. Dışarı çıkmak, arkadaşlarıyla top oynamak, doya doya koşmak,
eğlenmek onun en güzel hayalleriydi. Kendini birazda olsa fabrikada özgür
hissediyordu. Fabrika o koca şehrin biraz dışında yer alıyordu. Emre, yine
fabrikanın her yerini gezdi ama can sıkıntısı bir türlü geçmedi. Bugün farlı
bir şeyler yapmak istiyordu. Kimseye görünmeden fabrikadan çıktı. Fabrikayı
çevreleyen duvarların kenarından fabrikanın arkasına doğru gitti. Derenin
içinde ve kenarında oynayan çocukları gördü. Çok heyecanlandı. Çocukların
yanına gidip gitmeme konusunda kararsızdı. Daha sonra çocukların yanına gitti
ve aralarına karıştı. Onlarla oyunlar oynamaya başladı. Çok mutluydu. Hayalleri
gerçekleşmişti sanki. Murat Bey’in işleri her zaman ki gibi yoğundu ve Emre’nin
orada olduğunu unutmuştu. Murat Bey’in karnının acıktığını hissetti. Emre
aklına geldi. Sekreterini çağırarak onu bulmasını istedi.
Aradan birkaç dakika
geçmişti ki sekreter Emre’yi bulamadığını söyledi. Murat Bey fabrikanın her
yerini gezdi ama Emre yoktu. Çok telaşlıydı ne yapacağını bilemiyordu. Bu
sırada aklına fabrikanın dışına çıkmak geldi. Onu orada çocuklarla oynarken
görünce çok sinirlendi. Hemen kolundan tutup onu dereden çıkardı ve fabrikaya
götürdü. Emre’nin belli bir süre fabrikaya gelmesini de yasakladı. Ertesi gün çalan telefonla Murat Bey
ne yapacağını bilemedi. Hemen arabasına binip eve gitti. Emre ateşler içinde
yanıyordu. Onu kucakladığı gibi hastaneye götürdü. Doktorlar onun bir şeylerden
zehirlendiğini söylediler. Murat Bey’in aklına dün yaşanan olay geldi. Kendine
çok kızdı. Bu durum birazda onun suçuydu. Murat Bey bu olaydan sonra fabrikayı
çevreye zarar vermeyecek şekilde düzenletti. Filtreler taktırdı, köylülerin
zararlarını karşıladı, o bölgeyi temizletti. Bu olaylardan sonra çevreye
duyarlı bir aile oldular. Oğlu hala her gün fabrikaya geliyor ve temiz bir
çevrede oyun oynuyor, babası da onu huzur içinde izliyordu. Umursamaz ve çevreyi
kirleten o duyarsız adam gitmiş yerine bilinçli ve çevreye duyarlı bir insan
geldi. Geçmişte yaptıklarına inanamıyordu ve geçmişte yaptıkları için çok
pişmandı.