Kırmızı Balon

Gemi Anafarta, masmavi denizin engin sularında durmuş, manzarayı seyrediyordu. Bu durum Açelya'yı görene kadar devam etti. Açelya'nın üzerinde yeşil şapkası, masmavi elbisesi ve rengi beyazdan griye dönmüş ayakkabıları vardı. Elinde ise uçmasın diye sımsıkı tuttuğu bir kırmızı balon vardı. Açelya "Pamuk şeker!" diye bağıran satıcının sesiyle irkildi. Açelya pamuk şekere bayılırdı. Dayanamayıp satıcının yanına gitti. Gitti gitmesine de bir rüzgâr çıkıp Açelya'nın balonunu Anafarta'nın içine doğru uçurdu. Açelya bir anda pamuk şeker mi yoksa balon mu diye çelişkiye düştü. Düşünecek vakti yoktu. Bir anda balonu seçiverdi. Açelya kaldırımın taşlarına bastığı anda çıkan sesi dinleye dinleye Anafarta'nın olduğu yere gitti. Her tarafa baktı ama kırmızı balonunu göremedi. Tam ağlayacaktı ki balonun geminin direğine takıldığını gördü. Direğe doğru yavaş yavaş yürüdü. Balonunu almak için zıplayıp durdu ama boyu balonunu almaya yetmedi. Açelya çaresiz kalınca ağlamaktan bitkin düşüp uyuya kaldı. Uyurken bir de rüya gördü. 

Rüyasında balonunun "Açelya Açelya!" diye bağırdığını gördü. Sağına soluna baktı ama balonunu göremedi. Daha sonra balonunun arkasında olduğunu gördü. Balonu kaçtı o kovaladı, balonu kaçtı, o kovaladı ama en sonunda balonunu tuttuğu gibi gökyüzüne yükseldiler. Gökyüzünde efil efil uçarken bir karga gelip balonu patlattı. Açelya "Hayır!" diyerek uyandı. Açelya uyanınca bir de ne görsün! Denizin tam ortasındaydı. Biraz sulu göz olduğu için hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Gemicilerden biri Açelya'nın hıçkırık seslerini duyup yanına geldi. Hemen elini Açelya'nın omzuna atıp:

-Adın ne senin? dedi.

-Benim adım Açelya.

-Ne kadar da güzel bir ismin var. Peki, buraya nasıl geldin?

-Rüzgâr çıkınca balonum elimden kaçıp bu geminin içine girdi. Bende buraya gelip balonumu aradım. Daha sonra balonumun direğe takıldığını gördüm ama boyum balonu almaya yetmedi. Bende ağlamaktan bitkin düşüp uyuya kalmışım.

-Üzülme şimdi balonunu alırım.

Açelya'nın mutluluktan gözleri ışıl ışıl olmuştu. Gemici bir çırpıda balonu kaptığı gibi Açelya'ya verdi. Gemici:

-Senin annen baban yok mu? Seni merak etmişlerdir, dedi.

-Evet, çok merak etmiş olmalılar. Limana dönebilir miyiz?

-Bunu kaptana sormamız lazım.

Gemici Açelya'yı kaptanın yanına götürdü. Gemici kaptana:

-Bu küçük kızın adı Açelya. Açelya'nın balonu rüzgâr çıkınca buraya gelmiş. Açelya sağına soluna bakmış ama balonunu bulamamış. En sonunda balonunun geminin direğine takıldığını görmüş. Balonunu alabilmek için zıplamış zıplamış durmuş ama balonunu alamamış. Daha sonra balonunu alamayınca ağlamaktan bitkin düşüp uyuya kalmış. Şimdi de limana dönmek istiyor. Acaba limana dönebilir miyiz? dedi. Kaptan biraz düşündükten sonra bir karar verdi ve gemiciye:

-Dönemeyiz ama Açelya'yı ailesi merak etmiştir. Bu yüzden sahil güvenliği aramalıyız. Açelya'yı ailesinin yanına götürsünler. Ben sahil güvenliği ararken sen de Açelya'ya gemiyi gezdir, dedi. Gemici Açelya'ya gemiyi gezdirmeye başladı. İlk olarak geminin mutfağını gezmeye başladılar. Gemici Açelya'ya:

-İşte burası bizim mutfağımız. Karnın açsa sana bir şeyler verebilirim, dedi.

-Karnım aç değil ama sıcak bir şeyler varsa içebilirim.

-Sıcak çikolataya ne dersin?

-Bayılırım!

Gemici bir bardak sıcak çikolata yapıp Açelya'ya verdi. Açelya sıcak çikolatasını yudumlarken gemi yavaş yavaş sallanmaya başladı. Aynı zamanda gökyüzünde de kara kara bulutlar belirdi. Gemi o kadar çok sallanıyordu ki mutfaktaki tabaklar, bardaklar kırılacaktı. Açelya da bir o kadar korkmuş durumdaydı. Çok geçmeden yağmur da yağmaya başladı. Artık dalgalar o kadar çok şiddetlenmişti ki sanki gemi batacaktı. Çok geçmeden sahil güvenlik yardımlarına yetişti. Botun içine girdikleri gibi limana yöneldiler. Açelya'yı limana döndüğünde annesi ve babası karşıladı. Açelya'ya ailesi biraz kızmış olsa da Açelya ailesine bir daha asla izinsiz bir yere gitmeyeceğine söz verdi.