Abdullah ile Mehmet çok
iyi arkadaştır. Her işlerini beraber yapar, oyunlar oynarlardı. Yaşadıkları
sahil kasabası denize oldukça yakındı. Henüz altıncı sınıfa yeni başlamış hemen
okula alışmışlardı. Bu iki arkadaşın hobileri arasında satranç, dama, paten
hatta judo bile vardı. Ancak en sevdikleri hobileri tahmin edeceğiniz üzere
yüzmekti. Her okul zili çaldığında denizin dalgalarının sesi ve denizin kokusu
zihinlerinde canlanırdı. Çantalarını bırakır bırakmaz koşa koşa denize girerlerdi
ancak yüzdükleri yer balıkçıların avlandığı yerlerdi. Anne babaları birçok kere
onları uyarmış ancak söz geçirememişlerdi. Yine bir okul çıkışı çantalarını
bile bırakmadan taşlarla dolu sahile atladılar. İrili ufaklı çakıl taşları
ayaklarına bata bata yürüdüler. Denizin soğuğuna hemen alışmak için akıllarına
iskeleden atlama fikri geldi. Fakat bu fikir oldukça tehlikeliydi. Çünkü iskele
gemilerin ağ attığı tarafa doğru uzatılmıştı. İskelenin sonuna yürüdüler. İskelenin
sonuna geldiklerinde ise var gücüyle koşmaya başladılar. Denizin suyu çok güzel
görünüyordu. Geriye doğru bir iki adım attılar ve iskelenin üzerinden
kendilerini suya bıraktılar. Suyun içinde oyun oynamaya başladılar.
Oyun
oynarken balıkçı ağlarına yaklaştıklarını fark etmediler. İskeleden çok
uzaklaşmışlardı ki Abdullah aniden ayağında bir şey hissetti. Ayağı ağa
dolanmış bileğini kesiyordu. Bu durumu fark eden Abdullah çırpınmaya acı acı
bağırmaya başladı. Dalgalar su yüzüne çıkmasına fırsat vermiyordu. Suyun içine
batıp batıp çıkıyordu. BoÄŸuk gelen sesinden sadece ‘’Yardım edin!’ diye
bağırdığı duyuluyordu. Mehmet onu duymuş yardım etmek için acele ederek
kulaçlar atıyordu. Suyun altına dalıp ipi koparmaya çalıştı ancak ne fayda. Elini
ağın içine atınca arkadaşının yara dolu ayağını fark etti. Ağ bütün bacağını
sıyrıklarla bezemişti. Elini hemen geri çekti ancak ağ dizine dolanmıştı.
Mehmet etrafına bakındı ama kimsecikler yoktu. O sırada oradan amatör bir
balıkçı geçiyordu. İlk başta kestiremedi. Ancak gözlerini kıstığında onların
çocuk olduğunu anladı. Hemen teknesiyle yakına geldi ve çocukları sudan
çıkardı. Çok korkmuşlardı. Kıyıya vardıklarında Abdullah ile Mehmet balıkçıya
teşekkür ettiler. Abdullah ile Mehmet anne ve babalarının sözlerini
dinlemedikleri için çok pişman olmuşlardı. Eve döndüler ve ailelerinden özür
dilediler. Bir daha anne babalarının sözlerinden çıkmadılar.