Bir varmış bir yokmuş.
Bulutların üstünde iki krallık varmış. Bu iki krallık birbirlerine düşmanlığı
ve kiniyle bilinirmiş. Bu iki krallığın birinin güzeller güzeli bir kızı
varmış. Bir gün kız, babasından ormana gitmek için izin istemiş. Babası da yanına
iki muhafız alarak gidebileceğini söylemiş. Kız, kralı dinlemeden yanına
muhafızları almadan ormana gitmiş. Ormanda her yer yemyeşil, kuşlar cıvıl cıvıl,
çiçekler ise rengarenkmiş. Kızın gözüne çiçekler belirmiş. Hemen çiçekleri toplamaya
başlamış. Çiçekleri toplarken dalmış ve ormanın derinliklerine doğru gitmiş.
Tam o sırada etraf kapkara olmuş. Kız çok korkuyormuş. Birden karşısında iki
adam belirmiş ve bu iki adam kızı kaçırmış. Kız karanlıklar ülkesine girdiğinin
farkında değilmiş. Kral, kızının gelmediğini anlamış ve muhafızların sarayda
olup olmadığına bakmış. Muhafızların sarayda olduğunu fark etmiş. Kızın yalan söylediği
ortaya çıkmış. Kral düşünmüş, taşınmış
ve aklına diğer krallığın oğlunun, kızını kaçırabileceği gelmiş. Hemen iki elçi
belirleyip diğer krallığa göndermiş. Diğer kral, elçilere kralın kızını oğlunun
kaçırmadığı söyleyiş ve oğlunu yanına çağırmış. Gerçekten oğlu oradaymış.
Elçiler, kızı kralın oğlunun kaçırmadığını anlayıp geri dönmüşler. Kral, kızının diğer krallıkta olmadığını
duyunca sinirlenmiş. Peki ya kızı nerdeymiş? Aklında son bir yer varmış. Oda
karanlıklar ülkesiymiş. Kızı orada olsa bile onu almak için askerleri
yetmezmiş. Düşünmüş taşınmış aklına diğer krallıkla barışıp kızını aramak için
yardım istemek gelmiş. Hemen atına atlayıp iki elçi ile birlikte diğer krallığa
gitmiş.
Diğer krallık çok anlayışlı davranmış ve iki krallık barışmış. İki
krallık birleşip kızı almak için yola koyulmuşlar. Atlılar öne dizilip okçular arkaya geçmiş ve
karanlık ülkeye girmişler. Karanlık ülkeye girer girmez her yer kararmış. Neyse
ki krallar önlemlerini alıp yanlarında meşale getirmişler. Karanlık ülkenin
kralı bu kadar askeri görünce korkmuş. Krallara bize saldırmasanız kızı serbest
bırakırım demiş. Krallıkla anlaşmayı kabul edip kızı almışlar ve yolla
koyulmuşlar. Yolda prens kızı görür görmez aşık olmuş. Prens bunu babasına
söylemiş. Prensin babası da kızı babasından istemiş. Kızın babası kızı
delikanlıya vermiş. Kırk gün kırk gece düğün yapmışlar. Onlar ermiş
muradına biz çıkalım kerevetine. Gökten üç elma düşmüş. Biri sana biri bu
masalı yazana biri de yere.