Rüyasından ani bir
şekilde uyanan Selma gözlerini ovuşturuyordu. Bütün gece ertesi günkü sınav
için çalıştı. Nasıl ve ne zaman uyuduğunu hatırlamıyordu. Biri ona “Uyan! Derse
geç kalacaksın.” diyordu. Selma yatağından doğruldu, yüzünü yıkadı ve giyindi.
Kahvaltı masasına doğru yöneldi. Kahvaltıdan sonra çantasını omuzlayıp dışarı
çıktı. Yolda Selen’i gördü. Koşa koşa onun yanına gitti. Birlikte okulun yolunu
tuttular. Bugün okulda sınav olduğunu hatırlayan ikili, yolda giderken birbirlerine
soru soruyorlardı. Zilin sesini duyunca koşa koşa okula vardılar. Hemen sınıfa girip sınav için hazırlık
yaptılar. Tam bu sırada öğretmenleri sınıfa geldi. Dersin başlamasıyla öğretmenleri
sınav kâğıtlarını dağıttı ve başarılar dileyip sınavı başlattı. Sınavdan sonra Selma,
“Sınav beni zorladı ama yinede yüksek bir not bekliyorum.” dedi. Öğretmenleri
sınavı ikinci ders okumaya başlayacağını söyledi. Selma ile Selen fırsattan istifade ederek
sınavda ki soruların cevaplarını aralarında konuşmaya başladı. Konuşa konuşa
teneffüsü bitirdiler. Tam konuşmayı bıraktıkları sırada öğretmenleri sınıfa geldi,
“Sınavları okumaya başlıyorum.” dedi. Sırasıyla tüm öğrencilerin isimlerini
okudu. Sıra Selma’ya gelince korka korka öğretmenin elinden sınav kâğıdını
aldı. Daha sonra Selen de sınav kâğıdını aldı. Selma’nın notu 85’ ti. Selma için çok güzel
bir nottu ama Selen 100 almıştı. Selma, o sırada annesinin evde ne sözler
söyleyeceği aklında canlanıyordu. Okulun zili çalana kadar bu tedirginlikle gün
geçmişti. Okulun zili sonun yaklaştığını haber veren bir uyarıcı idi.
Korka
korka evin yolunu tutmak zorundaydı. İlk kez evin yolu çok kısa gelmişti
Selma’ya. Eve geldiğinde ise annesi onu kapıda karşıladı. Selma’ya mutlu mutlu
bakıyordu. Bu iyiye işaret değildi. O sırada annesinin niye sınavı sormadığı aklından
geçti ama bir şey bulamadı. Tam o sırada annesi sınavın nasıl geçtiğini sordu.
Tedirgin bir şekilde aldığı notu söyledi. Annesi hemen “Kesin Fatma’nın kızı Selen 100 almıştır.” dedi. Selma,
“Anne ben çok çabaladım bu kadar oldu.” dedi. Annesi Selma’ya “Eminim öyledir. Hep
böyle oluyor, bıktım.” diyerek çekip gitti. Selma, annesinin bu laflarına
üzüldü ama artık sabrı taşmıştı. Kendi kendisine “Görür annem.” dedi ve hemen odasından
çıktı. Selma'nın odasından ses gelmiyordu. Selma içeride kendi kendine
konuşurken “Nefret ediyorum herkesten. Özellikle Selen’den nefret ediyorum. Annemin
kızı olsa da kurtulsam. Niye ben de mutlu olamıyorum? Ben de mutlu olmak
istiyorum. Bu benim de hakkım.” dedi ve yatağında uyuya kaldı. Sabah erken
uyanan Selma yüzünü yıkadı, kahvaltısını yaptı ve hiçbir şey söylemeden evden
çıktı. Selma kızgınlık ve kıskançlıktan dolayı Selen ile o gün yürümedi. Tek
başına okula kadar gitti. Okulda sadece Selen’e değil diğer arkadaşlarına da yüz
vermedi ve yalnız başına sınıfa çıktı. Selen ne kadar Selma ile konuşmak istese
de Selma iyice Selen’den uzaklaşıyordu. Selen, işler daha kötü olmasın diye
Selma ile konuşmadı. O gün okul çıkışına kadar bu böyle devam etti. Selma’nın her
gün annesi ile yaşadığı bu durum onu giderek diğer arkadaşlarından da
uzaklaştırıyordu. Okul zili Sema’nın kurtuluşu gibiydi. Duyar duymaz koşa koşa
eve gitti. Eve geldiğinde annesinin sorularına cevap vermeden odasına kapandı. Odasından
“Hep Selen’den nefret ediyorum” sesleri geliyordu.
Okul ve özellikle sınavlar
onun için çekilmez bir hal aldı. Buna bir de annesi ile yaptığı tartışmalar
eklenince her şey daha da kötüleşti. Selma okula gittiğinde Selen’i göremedi ve
bunu hiç umursamadı. Selen ise hastalanmış ve hastaneye götürülmüştü. Sağlık durumu
düzelmeyince yoğun bakıma almışlar ama sağlık durumu gittikçe kötüye gidiyordu.
Bunların zerresinden haberdar olmayan ama Selen’e kin besleyen Selma, ödevlerinin
olduğunu hatırlamıştı. Ödevlerini bitirip erkenden yatmıştı. Sabah günün ilk
ışıklarıyla yatağından kalktı. Her sabah olduğu gibi okulun yolunu tuttu. Bu
aralar okulda mutluydu çünkü Selen yoktu. Ne kadar umursamaz gibi davransa da
selen onun en iyi arkadaşıydı. Be durum onu gittikçe endişelendiriyordu. Bu
yüzden bütün derslerde Selen’in neden okula gelmediğini düşündü. Selma, okul
çıkış zilini duyar duymaz eve geldi. Selma, annesine “Selen nerede?” diye tam soracakken
annesini ağlarken buldu. Annesi, Selen’in yoğun bakımda olduğunu ve
hastalığının çok ciddi olduğunu söyledi. Selma, annesine sarılıp ağlamaya
başladı. O gün Selma sevdiklerinin kendisi için ne kadar değerli olduğunu
anladı. Annesi Selma’ya “Canım kızım benim, asla seni üzmeyeceğim. Asla seni
başkalarıyla kıyaslamayacağım” dedi.